Akdeniz’den doğuya, kuzeye ve batıya giden yolların kavşağında oluşu,
Tarihi İpek Yolu’nun buradan geçmesi uygarlık tarihine ve bugüne yön
vermiş olup, ayrıca her dönemde kültür ve ticaret merkezi olma
özelliğini korumuştur.
Gaziantep ve çevresi tarihte ilk uygarlıkların doğduğu, Mezopotamya ve
Akdeniz arasında bulunmaktadır. Bu nedenle Gaziantep, tarih öncesi
çağlardan beri insan topluluklarına yerleşme sahası ve uğrak yeri
olmuştur. Eski kent, bugünkü Gaziantep’in 12 km. kuzeybatısında şimdiki
Dülük Köyünde bulunmaktadır. Yapılan arkeolojik araştırmalarda taş,
kalkolitik ve bakır dönemlerine ait kalıntılara rastlanmış olması,
yörenin Anadolu’nun ilk yerleşim alanlarından birisi olduğunu
göstermektedir. Bir süre Babil İmparatorluğu’nun egemenliğinde kalan
Gaziantep, M.Ö. 1700 yıllarında Hitit Devletinin bir kenti olmuştur.
“ DÜLÜK” şehri ise Hititlerin önemli bir dini merkezi olduğundan ayrı
bir önem taşımaktadır.
Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden Belkıs/Zeugma gibi birçok antik
yerleşim alanlarının kalıntıları da günümüze kadar ulaşmıştır.
Selçuklular, Memlüklüler ve Osmanlılar dönemlerinde çok sayıda cami,
medrese, han ve hamam yapılmış, kent aynı zamanda üretim, ticaret ve el
sanatları yönünden de ilerlemiştir. Günümüzde dahi bu han ve hamamlar
işlevliğini korumakta, ticaretin ve özellikle de eşine rastlanmayan
zengin el sanatlarının yaşatıldığı yerler olarak faaliyetini
sürdürmektedir. Bu dönemin mabetleri ise bütün ihtişamıyla varlığını
korumakta olup,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder